Hasan Sabbah küçük yaşlardan itibaren ailelerinden ayrı yetiştirilmek üzere alıkoyduğu çok sayıda oğlan çocuklarını fedai olma yolunda eğitir. Buluğ çağından yetişkinliğine dek aralıksız süren sıkı eğitimler boyunca pek çok dil öğrenirler. Bunların yanında hocalarına gözü kapalı itaat etmelerini bu sayede reislerinin kendilerine cennetin güzelliklerinden bahşedeciğini ama en ufak itaatsizliğin cezasının ölüm olacağını zihinlerine kazırlar. Bu çocuklar eğitime alındıkları andan birini öldürmek üzerine efendilerinin huzuruna çıkana dek hocalarından başka ne kimseyi görürler ne de sözünü işitirler.

Eğitimini tamamlayan fedailer Hasan Sabbah tarafından görevlendirilerek suikastler yapıyor, öldürdükleri kişilerin başında durarak Hasan Sabbah’ın adını haykırıyordu. Dudaklarından ismaililik adına propaganda cümleleri dökülüyor ve ölümü bekliyorlardı. Haşhaşiler suikastlere o kadar örtüştüler ki avrupaya yayılan haşhaşi kelimesi 13. yüzyıldan itibaren batı dillerinde suikastçı manasında kullanılmaya başlandı.
Fedailer bu olayı o kadar adanmış ve soğuk kanlı şekilde yapıyorlardı ki toplum içerisinde onlar hakkındaki gizem artıyordu. Halk suikastçilerin bu durumu bir madde etkisinde gerçekleştirdiğini öne sürüyorardı. Hasan Sabbah’ın sahte cennet vaadiyle muridlerini kandırdığını ayık kafalı bi insanın bu şekilde adanamayacağını düşünüyordu.
İsmaililik hakkında detaylı bilgi edinmek için TIKLAYINIZ