Alamut Kalesi’ne ulaşmak, adeta zamanın ve doğanın içinde kaybolmak gibidir. Tahran’dan başlayan yolculuk, bir rüya gibi, sizi modern dünyanın gürültüsünden uzaklaştırarak geçmişin huzur veren yollarına çıkarır. Qazvin’e ulaşmak için geçen 2-3 saatlik mesafe, kalabalık şehirlerin ötesine geçip, dağların sakladığı eski zamanların derinliklerine adım atma hissi uyandırır. Tahran’dan Qazvin’e gittiğinizde, kendinizi bir masalın içindeymiş gibi hissedersiniz; çünkü Alamut Vadisi’nin başlangıcına doğru ilerledikçe, her şey yavaşça bir başka zamanın yansımasına dönüşür.
Qazvin’e vardıktan sonra, Gazorkhan Köyü’ne giden yol, bir tür sisli bir keşfe dönüşür. Yavaşça tırmandığınız dağ yolları, hem bedeni hem de ruhu sarmalayan bir dinginlik sunar. Her kıvrımda doğa, daha önce gördüğünüz hiçbir şeye benzemeyen bir manzara sunar. Yolculuk ilerledikçe, vadinin yeşili, gökyüzüyle buluşur ve size yolun sonuna kadar eşlik eder. Gazorkhan’dan kaleye doğru çıkan patika, zamanla sizi alıp geçmişin o eski seslerine götürür; her adımda bir başka hikâye fısıldar rüzgar. Ve nihayet, Alamut Kalesi’nin yüksek kayalıklarına ulaştığınızda, yalnızca bir kaleyi değil, tüm bir tarihi ve doğayı kucakladığınızı hissedersiniz
Alamut Kalesi’nin turizmi hakkında bilgi edinmek için TIKLAYINIZ